Justice League Animasyon Filmleri Tanıtımı
Bugüne Kadar Çıkmış Bütün Justice League Animasyon Filmlerini Kısa Kısa Anlattık
Amerikan ana akım çizgi roman şirketleri arasında 1960’lardan beri iki büyük dev var: Marvel ve DC Comics. Bu ikilinin adları, sinema dünyasında artık sık sık duyuluyor ve ilerleyen yıllarda Marvel ve DC filmleri, Amerikan sinemasının ciddi bir bölümünü ele geçirecek.
Marvel şu anda sinemalarda DC’nin bir hayli önünde. DC, önümüzdeki yıl vizyona girecek olan Batman v Superman ve Suicide Squad filmleriyle Marvel’a yetişmeyi planlıyor. Ancak DC’nin Marvel’a fark attığı bir animasyon sektörü var. 1993 yılındaki Batman: Mask of the Phantasm ile başlayan DC animasyon furyası, DC’nin bu sektörde Marvel’ın her zaman önünde olmasını sağladı.
Bu yazıda DC’nin en önemli markası olan Justice League’in konu edildiği animasyon filmlerini kısa kısa tanıtıyoruz.
Justice League: The New Frontier (2008)
Warner Bros. Animation ve DC Comics ortaklığında geliştirilen ilk Justice League animasyon filmi olan The New Frontier, aynı isimli çizgi roman serisinden uyarlandı. Buram buram altın çağ kokan The New Frontier, geniş kadrosu ve seslendirme sanatçılarıyla da dikkat çekiyor. Neil Patrick Harris, Lucy Lawless, David Boreanaz gibi önemli isimleri barındıran bu animasyonun çok başarılı olduğunu düşünüyor olmalısınız.
Ne yazık ki gerçek biraz daha acı. The New Frontier, ilk Justice League animasyonu olması sebebiyle ilk başlarda olumlu karşılansa da, ilerleyen yıllarda çıkan çoğu animasyona kıyasla epey vasat bir film. Gerek hikaye işlenişi gerekse diyaloglar çoğu izleyiciyi daha filmin ilk yarısında sıkıntıdan uyutabilir nitelikte maalesef.
Justice League: Crisis on Two Earths (2010)
Paralel evrenler, ana akım çizgi romanların vazgeçilmez elementlerinden biridir. Crisis on Two Earths de paralel evrenler konusunu işliyor. Hem de ne paralel! DC’nin yeni Justice League denemesi, bizi Earth 3 adındaki paralel bir evrene götürüyor. Bütün DC kahramanlarının tam zıtlarının yer aldığı bu evrende Superman yerine Ultraman, Batman yerine Owlman, Wonder Woman yerine Superwoman var ve her biri, karşıtlarının saf şeytani versiyonu.
Crisis on Two Earths, bu iki evren arasındaki çatışmayı anlatan bir animasyon. Bildiğimiz dünyanın Justice League’i ile Earth 3’ün Crime Syndicate’i arasındaki mücadele, oldukça başarılı bir kurgu ile izleyicilere aktarılmış. Şahsi tavsiyem, Justice League animasyonlarına başlamak isteyenler The New Frontier’i pas geçip doğrudan Crisis on Two Earths ile başlayabilir.
Justice League Doom (2012)
Eğer sosyal medyada “Batman hazırlıklıysa alır.” Geyiğine denk gelip bir anlam veremediyseniz, Justice League Doom animasyonunu izleme vaktiniz gelmiş demektir. JLA: Tower of Babel adlı çizgi romandan esinlenerek yaratılan bu hikayede Batman’in, bütün Justice League üyelerini teker teker etkisiz hale getirişini izliyoruz.
Elbette Batman kasıtlı olarak takım arkadaşlarına saldıracak biri değil. Doom hikayesinde Justice League’in başının belaya girmesinin sebebi, Batman’in hazırladığı acil durum etkisizleştirme planlarının çalınması. Bu sayede anlıyoruz ki Batman, yeteri kadar hazırlandığı takdirde bütün Justice League üyelerinin ağzını burnunu dağıtabilir.
Justice League: The Flashpoint Paradox (2013)
DC animasyonlarıyla haşır neşir olmuş kitleye “en iyi DC animasyonu nedir?” diye bir soru sorarsanız bu kitlenin yarısı size Flashpoint Paradox’u gösterecektir. (Diğer yarısı da Batman: Under the Red Hood’u gösterir zaten) 2011 yılında DC’nin en okkalı yazarlarından Geoff Johns tarafından yazılan Flashpoint serisinin animasyona dökülmesiyle oluşan Flashpoint Paradox, DC evrenini kökünden değiştiren bir hikayeye ev sahipliği yapıyor.
Macera, Barry Allen’ın (The Flash) geçmişe dönüp annesini ölümden kurtarmasıyla başlıyor. Ancak annesinin yaşadığına sevinemeden Barry, kelebek etkisi dediğimiz olayı ilk elden yaşıyor. Barry’nin değiştirdiği zaman diliminde Justice League hiç kurulmamış, Superman diye birini hiç kimse tanımıyor, Gotham’da Thomas ve Martha Wayne değil Bruce Wayne öldürülmüş ve Aquaman’in Atlantis orduları, Wonder Woman’ın Amazonları ile savaş halinde.
Diğer çoğu DC animasyonuna göre çok daha karanlık, şiddet dolu ve kanlı olan Flashpoint Paradox, halen gelmiş geçmiş en iyi süper kahraman temalı animasyon filmlerinden biri olarak kabul ediliyor.
JLA Adventures: Trapped In Time (2014)
Trapped in Time, bu listedeki diğer JL animasyonlarına göre biraz farklı bir konumda kalıyor. DC’nin Animated Original Movies serisinde yer almayan bu film, daha çocuksu yapısıyla aradan sıyrılıyor. Şahsi fikrimi sorarsanız DC animasyonlarıyla ilgili “hepsini izlemeliyim” takıntınız yoksa doğrudan pas geçebileceğiniz bir film kendisi.
Filmin tek albenisi, geniş kötü kadrosu ve Justice League saflarında Robin gibi genç karakterlerin olması. Ancak uyarayım, JL animasyonlarını kronolojik sırayla izlemek gibi bir planınız varsa, Flashpoint Paradox’tan sonra kendinizi sıkıntıdan ölürken bulabilirsiniz.
Justice League: War (2014)
Flashpoint hikayesinde yaşanan olayların sonucunda DC evreni sıfırlandı ve The New 52 adı verilen yeni bir zaman dilimi başladı. Justice League War ise bu sıfırlanmış evrende Justice League’in ilk defa bir araya gelmesini anlatıyor. Flashpoint’in yazarı Geoff Johns tarafından kaleme alınan Justice League: Origins hikayesini işleyen War animasyonu, ekip hakkında hiçbir fikri olmayan izleyiciler için ideal bir başlangıç noktası.
Animasyon genel olarak Justice League üyelerinin ilk karşılaşmalarını ve DC evreninin en heybetli kötülerinden olan Darkseid’ın işgalini konu alıyor. Justice League War, Flashpoint Paradox kadar kaliteli olmasa da, sırf Green Lantern ve Batman arasındaki diyaloglar için bile şans verilmesi gereken bir animasyon.
Justice League: Throne of Atlantis (2015)
Justice League War animasyonunun doğrudan devamı olan Throne of Atlantis, The New 52’nun ilk Justice League crossover hikayesini anlatıyor. (Doğru tahmin. Yazar yine Geoff Johns) DC’nin her zaman ezik kalmış karakteri Aquaman’i odak noktasına koyan Throne of Atlantis, Aquaman’in geçmişine ve bugününe ışık tutuyor.
Diğer çoğu DC animasyonunun aksine kaynak materyalden oldukça uzaklaşan Throne of Atlantis animasyonu; kaliteli çizimleri, başarılı diyalogları ile çoğu izleyici memnun edecek bir potansiyele sahip.
Justice League: Gods and Monsters (2015)
Bruce Timm’i bilir misiniz? Hani şu 90’lardaki Batman çizgi dizisinin yapımcısı olan Bruce Timm. Hah, kendisi son 20 senedir DC’nin animasyon departmanın tanrısı konumunda. Uzun yıllardır DC animasyonları için danışmanlık yapan Bruce Timm, en sonunda “eeeh yeter be, ben de çekiyorum bir tane animasyon” dedi ve Justice League: Gods and Monsters’ı önümüze koydu.
Yalnız Bruce Timm’in Justice League filmi, alışık olduğumuz JL filmlerine göre oldukça radikal değişiklikler içeriyor. Herhangi bir çizgi romandan uyarlanmayan (Uyarlansa yine Geoff Johsn yazardı) Gods and Monsters hikayesinde Superman’i, General Zod’un oğlu; Batman’i, vampir Kirk Langstrom ve Wonder Woman’ı, Highfather’ın kızı Bekka olarak görüyoruz.
Flashpoint Paradox ayarında bir şiddet dozuna sahip olan Gods and Monsters, şahsi fikrime göre en az Flashpoint Paradox kadar başarılı bir proje. Özgün yapısı, iyi yazılmış hikayesi ve olgun içeriğiyle Gods and Monsters, her DC severin izlemesi gereken bir animasyon.